Risk sözcüğü; herhangi bir kişi, nesne ya da durumun zarara uğrama olasılığı anlamına gelmektedir. İşletmeler içinse bu tanım, firma hedeflerine ulaşılmasını engelleyen tüm durumlar olarak kabul edilmektedir. Bu riskler, sistematik olan ve olmayan riskler olmak üzere kendi arasında iki temel gruba ayrılmaktadır.

Endüstri, finansal, faaliyet ve yönetim riskleri; sistematik olmayan riskler grubunda değerlendirilmektedir. Sistematik riskler ise; faiz oranı, enflasyon, politik, kur ve piyasa riskleri olarak kabul edilmektedir. Tüm bu risklerin erken dönemlerde öngörülmesi ve gereken tedbirleri alarak minimum seviyeye indirgenmesine ise risk yönetimi adı verilmektedir.

Risk Yönetimi Süreci Nasıl Olmalı?

Firmaların ticari faaliyetlerini sürdürebilmeleri, yönetim süreçleri boyunca alınan başarı hedeflerine ulaşabilmeleri ve sürdürülebilir ortaklıklar kurabilmeleri için risklerin doğru bir şekilde analiz edilmesi gerekmektedir. Risk yönetimi süreci, temelde 4 farklı şekilde yürütülebilmektedir:

●  Tehdit Unsuru Olan Risklerin Yönetimi: Mülk üzerinde ya da sağlık koşullarında hayati tehdit oluşturması mümkün olan riskleri kapsamaktadır. Terör eylemlerinin gerçekleştirilmesi, makro ekonomik durum, doğal afetlerin yaşanması ve hukuki unsurlar gibi riskler bu grupta değerlendirilmektedir.

●  Operasyonlarda Yaşanması Muhtemel Olan Risklerin Yönetimi: Firma operasyonlarının iş planına uygun bir tempoda ilerlememesi ya da tamamen durması gibi riskleri kapsamaktadır. Kapasitenin zayıf olması, personel problemlerinin yaşanması ve tedarik zincirlerinde sorunların meydana gelmesi gibi durumlar örnek gösterilebilmektedir.

●  Finansal Risklerin Yönetimi: Firmaların para ile alakalı tüm işlemlerinde görülmesi muhtemel olan riskleri kapsamaktadır. Risk yönetiminin yapılmaması durumunda ise gelirin azalması ya da maliyetlerin yükselmesi gibi istenmeyen sonuçların ortaya çıkması kaçınılmaz olacaktır. Borçlanma karşısında uygulanan faiz oranları, amortisman süresi, hammadde fiyatları, varlık sorunları ve yarı mamül fiyatları gibi unsurlar bu risk grubunda yer almaktadır.

●  Stratejik Risklerin Yönetimi: Stratejik kararları doğrudan etkileyerek ortaya çıkan riskleri kapsamaktadır. Sektörel gerilemelerin yaşanması,entegrasyon sorunlarının görülmesi, piyasada uygulanan fiyatlandırma baskısı, arz ve talep arasında dengesizlik yaşanması, kanun ve yönetmeliklerin değişmesi gibi durumlar bu risk grubuna örnek olarak gösterilebilmektedir.

Firma içerisinde sürdürülen iş akışı ile uyumlu olan kontrol mekanizmalarının ve riskler karşısında uygulanacak olan aksiyon planlarının hazırlanması büyük bir önem taşımaktadır. Bu sayede risklerden doğacak zararların minimum seviyeye düşürülmesi ya da risklerin tamamen önlenmesi mümkün hale gelmektedir.

Risk Yönetimleri Aşamaları Nelerdir?

Risk yönetimi süreci, çok sayıda metodun bir arada kullanılması ile hayata geçirilmektedir. Risk yönetimi aşamalarını ise kısaca şu şekilde sıralamak mümkündür:

●  Risk yönetimi aşamalarında ilk adım her zaman için risklerin belirlenmesidir. Bu aşamada ekip üyeleri ile işbirliği sağlayarak firma hedeflerine ulaşılmasını engelleyen tüm risk faktörlerinin bulunması gerekmektedir. Ardından her bir faktör için tanımlama çalışmaları yapılmalıdır.

●  Belirlenen risklerin görülme ihtimalini ve yaşanması durumunda ortaya çıkacak sonuçların detaylı şekilde analiz edilmesi gerekmektedir. Risk türünün ve çalışmaları etkileyebilme oranlarının doğru şekilde analiz edilmesi, risklerin yönetilmesi açısından önemli bir avantaj sağlamaktadır.

●  Risk analizi yaptıktan sonrasında tüm risk faktörlerinin öncelik sıralamasına göre listelenmesi gerekmektedir. Bu sayede risklerin göze alınıp alınmayacağı gibi seçimleri, veri tablosundan yardım alarak yapmak mümkün olacaktır.

●  Liste hazırlandıktan sonra, risk tepki planlamasının yapılması gerekmektedir. Bu aşamada en ciddi tehditleri yaratan risklerin, kabul edilebilir seviyelere indirgenmesi için yapılması gerekenler planlanmalıdır. Aynı zamanda acil durumlar karşısında hazırlıksız yakalanmamak adına aksiyon planlarının hazırlanması, stratejik geliştirmeler ve planlamaların da yapılması gerekmektedir.

●  Son aşama, tüm risk yönetimi sürecinde atılan adımların kayıt altına alınmasıdır. Bu sayede geçmiş dönemlere yönelik analizlerin yapılması, işe yarayan stratejilerin güçlendirilmesi ve hatalı stratejilerin düzeltilmesi mümkün hale gelmektedir.

İş hayatında risklerin tamamen ortadan kaldırılması mümkün değildir. Ancak başarılı bir risk yönetimi süreci sayesinde krizlerin fırsata dönüştürülmesi fırsatı elde edilebilmektedir.

Risk Yönetiminin Faydaları

Risk yönetimi süreçleri, günümüzde özellikle KOBİ’ler tarafından büyük bir ilgi görmektedir. Çünkü bu sürecin profesyonel şekilde yürütülmesi sonucunda risklerin öngörülmesi ve engellenmesi mümkün olmaktadır. Özellikle tahsilat risklerinin önlenmesi, işletmeler açısından büyük avantajlar sağlamaktadır. Risk yönetiminin diğer faydalarını ise kısaca şu şekilde sıralamak mümkündür:

●  Tahsilat işlemlerinin belirlenen tutarlarda ve tarihlerde gerçekleştirilmesi,

●  Üretim maliyetlerinde yaşanan artışların engellenmesi,

●  Müşteri kayıplarının önlenmesinin yanı sıra yeni müşteri kitlelerine ulaşımın sağlanması,

●  Tedarik zincirlerinde meydana gelmesi muhtemel olan aksaklıkların önlenmesi,

●  İş sürecinin planlamalara uygun şekilde sürdürülebilmesidir.

Risk yönetimi süreçleri, tedarikçi ya da müşteri kaynaklı sorunların yaşanmasını engellemektedir. Aynı zamanda karar alma süreçlerinin geleneksel yöntemlerin aksine verilere dayanarak gerçekleştirilmesi, işletme hedeflerine ulaşılmasını desteklemektedir.

İhracatta Risk Yönetimi Nasıl Yapılır?

İhracatta risk yönetimi, tüm süreçlerde yaşanması muhtemel olan istenmeyen durumların engellenmesi olarak tanımlanmaktadır. Bunun için riskler meydana gelmeden öncesinde öngörülmeli ve başlangıç aşamasındayken çalışmalara başlanması gerekmektedir. Sistematik bir çalışma gerektiren bu süreçte en önemli adım ise risklerin analiz edilmesi ve tanımlanmasıdır.

Riskler doğru şekilde analiz edildikten sonra uygun çözüm önerilerinin sunulması ve önleyici çalışmaların vakit kaybetmeden başlatılması gerekmektedir. Aynı zamanda bu risklerin meydana gelmesi halinde uygulanacak olan acil durum planları da önceden hazırlanmalıdır. Bu sayede istenmeyen sonuçları engellemek ve işletmelere zarar vermeden öncesinde müdahale etmek mümkün olmaktadır.

Yorum kapalı